{ "title": "Alkalen Reflü", "image": "https://www.reflu.gen.tr/images/alkalen-reflu.gif", "date": "19.01.2024 10:05:52", "author": "Meftune Akpolat", "article": [ { "article": "
Alkalen reflü, karaciğer hücrelerinde kolesterol yardımı sonucu ortaya çıkan safra, kanalları kullanarak onikiparmak bağırsağına ulaşarak burada safra tuzuna dönüşür. Dolayısı ile gıdalarda bulunan yağların sindirimine yardımcı olur. Alkalen yapıda olan safra tuzlarının PH değeri 7 ve daha yüksektir. Asitli içerikler gibi alkalen maddelerde sindirim sistemi mukozasını tahriş edebilir.

Normal şartlarda incebağırsak mukozası fonksiyonel ve yapısal olarak safradan etkilenmez. Ancak mide ve yemek borusu mukozası safraya karşı oldukça duyarlıdır ve uzun süre bu alanlara temas ettiğinde alanlarda tahrişe yol açar Safranın mide ve yemek borusuna teması nedeniyle ortaya çıkan hasar alkalen reflü olarak tanımlanır.

Alkalen Reflü Nasıl Meydana Gelir?

Normal şartlarda mide suyunda çok az oranda safra olabilir ve bu oran mide ve yemek borusu için risk taşımaz. Normal düzeylerde safra tuzu mide suyunda 0,05-0,5 mM/L oranında değişim gösterir. Bu oran reflü için bir risk taşımaz. Alkalen reflü meydana geldiğinde mide suyunda bulunan safra tuzu 30 mM/L'nin üzerine çıkar. Mideye kadar ulaşan safra tuzları mide mukozasında direkt olarak toksik etki yaratır. Ayrıca mide ve yemek borusunda mide asidinin meydana getirdiği hasarı şiddetlendirir. Diğer taraftan da safranın alkalen özelliği mide asit salgısını uyararak midede oluşan hasarı arttırır. Midede oluşan hasar ve aşırı safra reflüyü hastalarında bakteri üremesine yol açabilir. Bu sorun ile karşı karşıya kalan hastalar için antibiyotik tedavisi uygulanabilir.

Alkalen Reflü Belirtileri Nelerdir?

Alkalen reflü belirtileri hemen hemen diğer mide hastalıklarında ortaya çıkan belirtiler ile aynıdır. Karın üst kısmında huzursuzluk ve şişkinlik hissi, mide bulantısı, ağrı, geğirme, kilo kaybı ve mide bulantısı alkalen reflü belirtileri arasındadır. Ortaya çıkan belirtiler özellikle yemek yendikten sonra daha fazla hissedilir ve nadir durumlarda hastada gizli kanama ortaya çıkabilir.

Alkalen Reflü Tanısı Nasıl Konulur?

Alkalen reflü tanısı endoskopistler tarafından teşhis edilebilmektedir. Ancak çoğu zaman yanlış teşhisi ile hastaya gereksiz tedavilerin uygulandığı da bir gerçektir. Çünkü endoskopi her zaman doğru sonuca ulaşmak için yeterli bir tanı yöntemi değildir. Bu nedenle de alkalen reflü varlığı ve boyutunun tespit edilebimesi için farklı yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden en sık başvurulanı özel bir katater kullanılarak safra tuzlarını ve safra içinde yer alan diğer maddelerin ölçülmesini kapsayan bir yöntemdir. Farklı bir yöntem olarak da radyoaktif izotop yöntemi de alkalen reflü tanısında kullanılmaktadır. Yöntem ile damardan radyoaktif maddeler enjekte edilir ve enjekte edilen maddelerin mideye geçişi takip edilir. Ancak bu yöntem çok sık kullanılmamaktadır. Alkalen reflü tanısı için deneyimin yanı sıra aşağıdaki kriterler de önemlidir;
Alkalen Reflü Tedavisi Nasıl Yapılır?

Alkalen reflü farklı yöntemler kullanılarak tedavi edilebilir. Bazı hastalarda birkaç yöntem aynı anda kullanılabilmektedir. Hasta için hangi tedavi yönteminin uygun olduğuna doktor karar vermelidir. Doktor harici bilinçsiz yapılmaya çalışılan tedaviler sonucu daha ciddi sağlık problemlerine maruz kalınabilir.

Tıbbi Tedavi Nasıl Yapılır?

Tedavide mide ve bağırsaklarda motor aktiviteyi uyaran ve reflünün azalmasına yardımcı olan Metoclopramide ve domperidon adlı prokinetik ajanlar kullanılır. Bu ajanlar belirtilerin azalmasına yardımcı olur.

Alkalen reflü tedavisinde diğer kullanılan ilaç türü mide mukozasını koruyan ve güçlendiren özellikte olan ilaçlardır. Bu tür ilaçlar safra tuzu etkisini azaltarak mide mukozasını güçlendirir.

Cerrahi Tedavi Nasıl Yapılır?

Daha evvel bir cerrahi sonucu alkalen reflü gelişen hastalarda cerrahi ile düzeltmeler yapılabilir. Bu cerrahi sayesinde safranın mideye kaçışı önlenmeye çalışılır.
" } ] }